Dişler zamanla tüketilen yiyecekler, içecekler, sigara kullanımı ve yaşa bağlı faktörler nedeniyle rengini kaybedebilir. Diş beyazlatma, bu renklenmeleri azaltmayı ve daha estetik bir gülüş elde etmeyi amaçlayan profesyonel veya ev tipi uygulamalardan oluşur. Günümüzde kullanılan yöntemler arasında klinikte hekim tarafından yapılan profesyonel beyazlatma, evde uygulanan hekim kontrollü plak tedavileri ve piyasada satılan beyazlatma kitleri bulunur.
Profesyonel yöntemler daha hızlı ve etkili sonuçlar verirken, evde uygulanan seçenekler genellikle daha uzun sürede etki gösterir. Ancak en önemli nokta, diş beyazlatma işleminin mutlaka diş hekiminin değerlendirmesi sonrasında planlanmasıdır. Çünkü her hasta için uygulanacak yöntem farklı olabilir; örneğin çürük, diş eti hastalığı veya aşırı hassasiyet bulunan kişilerde öncelikle bu sorunların tedavi edilmesi gerekir.
Klinik Ortamda Diş Beyazlatma Nasıl Yapılır?
Klinik ortamda gerçekleştirilen diş beyazlatma, hızlı ve güvenli sonuç alınmasını sağlayan yöntemdir. İşlem öncesinde dişler profesyonel olarak temizlenir ve yüzeydeki plak veya tartar uzaklaştırılır. Ardından diş etlerini korumak için özel bir bariyer uygulanır ve dişlerin üzerine hidrojen peroksit veya karbamid peroksit bazlı beyazlatıcı jel sürülür. Bu jel, genellikle özel bir ışık kaynağı veya lazer yardımıyla aktive edilir. Işık ya da lazerin amacı beyazlatma hızını artırmak ve etkinliği yükseltmektir. Uygulama ortalama 30-60 dakika sürer ve çoğu hasta tek seansta gözle görülür bir beyazlık elde eder. Bazı durumlarda istenen sonuca ulaşmak için birden fazla seans gerekebilir. Profesyonel beyazlatma işlemi hekim kontrolünde yapıldığı için diş ve diş etine zarar verme riski en düşük düzeydedir. Bu nedenle özellikle hızlı sonuç isteyen veya yoğun renklenmesi bulunan kişiler için en ideal yöntemdir.
Evde Uygulanan Diş Beyazlatma Kitleri Güvenli Midir?
Piyasada satılan beyazlatma kitleri, diş macunları, şeritler, jeller veya LED ışık cihazları gibi farklı formlarda sunulmaktadır. Bu ürünler, düşük konsantrasyonda beyazlatıcı ajanlar içerir. Doğru kullanıldığında hafif düzeyde renk açılması sağlayabilirler. Ancak kontrolsüz veya aşırı kullanımda diş minesinde aşınma, diş etlerinde tahriş ve geçici hassasiyet gibi yan etkiler görülebilir.
Ev tipi kitlerin en önemli sınırlılığı, etkinliklerinin sınırlı olması ve her bireyde aynı sonucu vermemesidir. Ayrıca dişte çürük, çatlak veya dolgu gibi sorunlar varsa ürünün içeriği bu bölgelerden geçerek daha ciddi hassasiyetlere neden olabilir. Bu nedenle evde kullanılan kitler kesinlikle diş hekimine danışılmadan uygulanmamalıdır. En güvenli yaklaşım, hekimin önerisiyle hazırlanan kişiye özel şeffaf plaklar ve uygun beyazlatıcı jellerdir.
Diş Beyazlatma Kalıcı Bir Çözüm Müdür?
Diş beyazlatma işlemi, kalıcı bir çözüm değildir. Elde edilen beyazlık süresi kişinin ağız bakım alışkanlıklarına, beslenme şekline ve yaşam tarzına bağlı olarak değişir. Kahve, çay, kırmızı şarap, sigara gibi dişleri renklendiren alışkanlıkları olan kişilerde beyazlık daha kısa sürede azalabilir.
Genel olarak klinik ortamda yapılan beyazlatma sonuçları 1 ila 3 yıl arasında korunabilir. Ancak bu süreyi uzatmak kişinin elindedir. Düzenli diş fırçalama, diş ipi kullanımı, diş taşlarının temizlenmesi ve renklendirici alışkanlıklardan kaçınmak, beyazlığı uzun süre korumaya yardımcı olur. Gerekli görüldüğünde, hekim kontrolünde belirli aralıklarla kısa süreli pekiştirme seansları yapılabilir.
Diş Beyazlatma İşlemi Sonrası Nelere Dikkat Edilmelidir?
Beyazlatma sonrası dişler bir süre daha hassas durumda olur ve lekelenmeye daha yatkındır. Bu nedenle ilk 72 saat, renklendirici özelliği yüksek yiyecek ve içeceklerden uzak durmak gerekir. Kahve, çay, asitli içecekler, kırmızı şarap ve sigara bu süreçte en çok dikkat edilmesi gerekenlerdir.
Ayrıca aşırı sıcak-soğuk yiyeceklerden kaçınılmalı ve hassasiyet devam ediyorsa hekim tarafından önerilen özel diş macunları kullanılmalıdır. Düzenli ağız hijyeni, beyazlatmanın etkisini korumada en önemli faktördür. Rutin diş hekimi kontrolleri, hem beyazlığın korunması hem de olası yan etkilerin erken fark edilmesi açısından büyük önem taşır.